Salı, Ağustos 12, 2003
bir zamanlar bir ofiste çalışan depresif ama mutlu bir kız varmış. dönem dönem bu zavallı kızı çeşit çeşit afakanlar, depresif ataklar, iç daralmaları, ruh bulantıları efendime söliim can sıkıntıları ziyaret edermiş. hanım kısımıs bu davetsiz misafirlere saygıda hiç kusur etmez onları öyle güzel ağırlarmış birgele misafir bir daha gitmek istemez ama vakti gelip ayrılmak zorunda kalınca da kendi gibi pek çok arkadaşına bu hanım kızımızdan bahsedip arkadaşalarına hanım kızı ziyaret etmelerini tembih etmekten geri kalmazmış. Gel zaman git zaman ofiste çalışan depresyonun dağlarında koşturmaya, nevrotikliğin bayırlarında dolaşmaya ve paranoyayla koyun koyuna yatmaya alışkın kızımız bu misafirlerden sıkılıvermiiiiiş. gelenler hemencecik gitsinler peşlerinden de kimsecikleri getirmesinler ister olmuş. ne yapsam ne etsem diye düşünüp dururmuş. elinden de pek bir şey gelmiyormuş paranoid kişilik bozukluğu kızımızın. ne de olsa misafirperverlik ona genlerinden bulaşmış, böyle bir aile geleneğine ihanet edeceğine ölse daha iyiymiş. eski günleri düşünmüş. eski güzel günleri. misafirlerinin olduğunu kimsenin farkedemediği, bütün yorgunluğuna rağmen gülümseyip işine devam edebildiği o unutulmaz günleri. ama artık işler öyle değilmiş. bir misafir geldiği anda bunu herkes anlayabiliyormuş. bu aslında çok rahatlıcı bir şeymiş başlangıçta çünkü çevresi ona anlayış gösteriyormuş ama gğnler geçmiş ve çevresi de bu narin ama cilveli hanım kızın bitmek tükenmek bilmeyen misafirlerinden fenalık geçirir olmuş. onu her gün asık suratlı görmek, her ayın bi haftası depresif gezmesini seyretmek içlerini bayar olmuş. ve böylece anlayış küpü çevre sakinleri teker teker kendi hanelerine çekilmişler. ve misafirleriyle başbaşa hanım kızımız başladığı yerin az uzağında nereye gideceğini bilemez bir halde kala kalmış.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder