umudun gelip dayandığı bazı sınırlar var. daha fazlasını istemenin, beklemenin anlamsızlaştığı, belirli bir yolun kesiştiği yolların kalmadığı zamanlar.
varmak istediğim, olmak istediğim insan olmadığımı bildiğim ama artık o insan olabilmek için yaptığım seçim dışındaki bütün seçimlerin artık varlıklarını benim dışımdaki bir takım insanlar için sürdürdüklerinden emin olduğum bir dönemindeyim hayatımın. bundan iyi olabilir miyim? evet. peki bundan farklı olabilir miyim? bu sorunun cevabını bilmiyorum.
yaşadıklarım, yaşamadıklarım, bildiklerim, hiç öğrenmediklerim, tanıdığım insanlar ve yanımdan akıp gidenler beni bu gün olduğum noktaya getirdiler. kendime kattıklarım ve kendimden çaldıklarım sayesinde böyle bir insan oldum. Artık geriye dönemem. içimdeki hiç bir izi, tek bir çentiği bile yok edemem. bundan sonra ancak benliğimin izin verdiği ölçüde değişebilirim. bambaşka bir insan olamam. hayatımdaki herkesi çıkartsam, yaptığım her şeyi bıraksam, bu çok sevdiğim şehirden, bu ülkeden uzaklaşsam bile kendimden, öğrendiklerimden, hafızamın derinliklerinde bir gün ortaya çıkmayı bekleyen ya da zaman zaman zihinim ziyaret eden anılarımdan kurtulamam. seçeceğim yeni dostlar, gideceğim yeni yollar hep kafamın içinde biriken milyonlarca sesin yansıması olacaklar.
hayatımdan memnunum, içindeki insanları seviyorum, ve yapacaklarımdan memnunum. durup önümde uzanan yola baktığımda kendimi iyi hissediyorum. sadece zaman zaman bu kadar -göreceli- belirli bir yolu sonuna kadar yürümek anlamsız geliyor bana.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder