sevgili okuyucum,
senle haberleşmediğimiz şu süre içersinde bir sürü şey oldu.
volkanla evlenmeye karar verdiğimizi biliyorsun zaten. önce ailelere söyledik. sonra annelerimiz tanıştı. ben çok korktum çok gerildim, bir ara koşa koşa kadıköyden taksime kendimi votkaya boğmaya gitmek istedim, gidemedim. sonra hrant dink öldürüldü, ben çok ağladım. çok iyi bir adamdı, korktum, algılayamadım. o gece gözlerim çok şişti, beni istemeye geldiler sonra. 19 ocakta. istediler beni, ben hem çok heyecanlı hem ruh gibiydim bir aptallaştım. ama inanamadım olanlara, sanki kabus ve çok güzel bir rüya içiçe geçmiş gibiydi.
sonra ertesi gün alyanslarımızı almaya gittik. artık alyanslarımız var. ama hemen takamadık. sonra volkan bana tek taş yüzük aldı. ama beni kandırdı, ben ailesi alıyor sandım. sonra çok içtik ben kustum.
sonra ertesi gün herkes çok hastalandı annem bütün hafta yüksek ateşle yattı. volkanın eniştesi, o zaman henüz benim de eniştem olmamıştı, çok hastalandı ateşlendi. sonra herkes hasta oldu. ben de oldum. ama ben yatıp dinlenemedim çünkü bakmam gereken ebeveynlerim ve hazırlamam gereken bir nişan vardı.
sonra kimse iyileşmedi, aksine herkes daha da hastalandı, ben perşembe günü çok kötü oldum hemen yattım.
cuma günü hastaydım ama halıları kaldırdım. emine ablam gelmişti hem, yalnız da değildim artık.
cumartesi günü oldu sonra, saçlarımı yaptırdım. makyajımı yaptırdım. elbisemi giydim. arkadaşlarım geldiler. ailem geldiler. herkes geldi. çok acıktık hep beraber ama yiyemedik çünkü volkanlar gelmedi.
ben çok korktum, çok gerginleştim, niye böyle oluyo diye çok üzüldüm. sevgilim de çok korktu, çok gerginleşti, niye böyle oluyo diye çok üzüldü. ama sonunda trafik canavarının pençesinden kurtulup geldiler. volkanımı gördüm kapıda, elinde çiçekler vardı. bana vermek istemedi ağır bileğim ağrır diye ben zorla aldım. volkanımı gördüm kapıda ve eridi gitti bütün hafta yaşanan yorgunluklar.
sonra biz nişanlandık, artık yeğenlerim var, anneannem var, ablam var çok mutlu eden bir şey bu, bi anda genişleyen bir sevgi yumağı.
sonra ben yazı yazdım 2 tane, ama kamil koş yolculuk dergisi nedense bu ay elime geçmedi.
sonra çeviri yaptım.
sonra indeksi yarı yolda bıraktım.
sonra tezimin ilk kısmını yazdım ve gönderdim ki bu da en az nişanlanmış olmak kadar afallattı beni.
sonra nilim berline gitti.
sonra görg'ü özledim.
sonra abim askere gitti benim. her gece yatarken geri gelsin istedim.
1 yorum:
canimcim, Yolculuk dergisi eline geçmediyse ben sana gönderirdim ki.
söyleseydin keşke.
sanem'e de bugün gitti gerçi.
bu hafta gelir belki.
gelmesse söylersin ben gönderirim ayrıca.
mujk. mushu
Yorum Gönder