bu aralar ailemin üzerinde kara bulutlar dolaşıyor. önce ben elim yüzünden tarifsiz acılar içinde kıvranmaya başladım. ki şu an düşününce çok da güzel günlermiş elimin delicesine ağrıdığı bu günler.
geçen hafta çarşamba günü volkanın aydın dedesini kaybettik. cenazeye gitmek için yola çıkan sumru annem, iki teyzem, anneannem ve eniştemin içinde bulunduğu araç kocaeli yakınlarında kaza yaptı. 14 arabanın birbirine girdiği ve bir kişinin hayatını kaybettiği kazadan annanem köprücük kemiği ve 3 kaburga kırığı, sema teyzem 3 kaburga kırığı ve bir sürü yara bere, semra teyzem bir sürü yara bere ve sumru annem de kafa travması ve 5 kaburga kırığı ile çıktı.
şu an hepsinin çok ağrısı var, bedenleri morluklar ve kabuk bağlamış yaralarla dolu, sumru annemin akciğerinin altında sıvı birikmiş ama olsun, hayattalar. kazanın fotoğraflarını gördükten sonra bunun bir mucize olduğuna iyice inandım.
bunun dışında babam ağır grip oldu ateşi var, annemin astım atağı tuttu, dedemin bacağında bir sorun var bi de üstüne düştü, pınar hasta.
ben de işte 3 gündür kendim ve iki ailem arasında bölünmüş ve delirmiş durumdayım. nerede olsam diğerini merak ediyorum.
o iğrenç mr denen şeye teknisyen hatası yüzünden superman gibi sakat elim önde yüzü koyun iki kere girmek zorunda kaldım. bu da yetmez gibi ikincisinde alet bozuldu gelip bişiler taktılar çıkardılar ve ben pozisyonum bozulmasın ve baştan yapmak zorunda kalmasınlar diye bu sırada içinde o pozda bekledim. ama tabi baştan yapmak zorunda kaldılar.
benim bileğimin derdi de lifleri tendonları parçalamış olmam, orda sıvı birikmiş olması ve bilek eklemindeki kemiklerin yana kaymasıymış. ne şeker di mi?
dün hastanede bileğimi göstermek için beklerken çağrı aradı. bütün bunları ona kahkahalar eşliğinde anlattım. yani artık bu kadarı gerçek olamaz hissi mevzu bahis oluyor zaman zaman.
geçen hafta cumartesi tek derdimiz volkanın sınavıyken bir haftada geldiğimiz hale, hatta bir hafta bile değil 4 günde geldiğimiz hale bakınca aptallaşıyorum.
hayat bazen çok ürkütüyor beni, özellikle de hep başkasının başına geleceğine nedense kendimizi inandırdığımız kötü şakalarını sabit bir hızla suratıma fırlattığı zamanlarda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder