Perşembe, Aralık 21, 2006

hop hop altın top

evet sevgili okurlarım uzun bir aradan sonra sizlerle yeniden başbaşayım. bu arada neler mi oldu? ahanda buyrun:
-alıp başını giden kilolarım hiç kimsenin tahayyül edemeyeceği boyutlara ulaştı. cumartesi gecesi bir adet koltuk kırıp üstüne de salı sabahı bir adet gömlek yırtınca soluğu diyetisyende aldım. önümüzdeki 7 gün boyunca - 2si bitti 7 si kaldı- çok vejetaryen yaşayacağım bildiğiniz gibi değil. bu konuda desteklerinizi ve güven duygularınızı göndermenizi rica ediyorum.
-gökçe hanım ve anıl beylerin doğum günleri kutlandı. anıl beye kendisine pek yaraşır leziz bir adidas çanta - hani şu deri gibi kahverengi üstünde üç tane turuncu çizgisi olan muhteşem şey- ve gökçe hanıma da allah tarafından yok artık o kada da şahane yaratmayayım bu kulu diğerlerine haksızlık oluyor diye verilmemiş olan mavi saçların sahtesini aldık. pati fena geçmedi ancak ortam elemanlarını dövme isteği halen her bir konuğun içinde alev alev yanmakta.
-nick hornby manyaklığım başladı. geçenlerde nilin tavsiyesi üzerine aldığım hece cümbüşüne hasta olunca gidip iki kitabını daha aldım "ölümüne sadakat" yani bildiimiz high fidelity ve "iyi de nasıl". biri bitti biri kaldı. bitince diğerlerini de alıcam.
-bir sürü çeviri yaptım. hatta sonuncuyu bugün yapıp bitirip göndericem. bize kazık atmaya çalışan bi şirketi salladık görgünle. kitapçı kasasında iş teklifi aldım ama gerisi gelmedi, bir iş görüşmesine gittim ama adamla kavga ettiğim için olmadı, ki bunu az sonra anlatıcam, yolculuk içib efes pilsen blues fest yazısını yazdım ve bu kadar. tabii ki tez için bir şey yapmadım.
-tuğçeyle falcı falcı gezdik. şöyle oldu: aa bu çok kısa baktı ben doymadım, hadi öbür tarafa gidip beleş fal hakkımızı kullanalım. ve sonuç falcıda geçen 2,5 saat ve büyük bir tatminsizlik, zira ilk kısa bakan güzel şeyler söyledi ancak dediğim gibi kısaydı, ikincisi ise benim hayatımda benim sallamayan iki erkek olduğunu ama benim kendi kendime gelin güvey olarak ikisinin de peşinden koşan bir zavallı olduğumu ancak bu acımasız yalnızlığın yakında son bulacağını buyurdu- hah güliyim bari!
-görgünle çeviri yapmanın dışında şeyler de yaptık: alışveriş yapmaya çıkıp bi bok bulamadık, bol bol dedikodu yaptık, ben bir zamanlar görgün kadar zayıf olduğumu - tabi onun en zayıf hali kadar diil ama bu da bi başarı benim için- farkedip ağlamaklı oldum, ancak bu konudaki gelişmeleri 1. maddede verdim zaten. sonra body shop un muhteşem elmalı body lotion - ışıltılı, dudak kremi ve çilekli body butterından aldım. tanrılar çıldırmış olmalı, muhteşem kokuyorlar.
-volkanı hep ve çok sevmeye devam ettim. özlemim katlanarak devam etti kendisine karşı. volkan bey de muhteşem varlıklarını sürdürmeye devam ettiler. hastasıyım kendisinin.

3 yorum:

etyen dedi ki...

merhaba,
ben volkan.
bloglarınızı ilgiyle takip ediyorum. hatta seviyorum sizi, çok seviyorum. bir nick hornby eseri gibisiniz benim için, sizin için ben ne isem ben de sizin için oyum. birbirimiz için yaradılış teorisi falan yani..
saygılar sunarım, ben sevcem.

myst dedi ki...

canım, diyet olayında yanında olucam, güveniyorum, inanıyorum ve sonunda fıstık gibim olacağına bahse girerim. zaten yemek yemek ne ki, kesinlikle aşırı tüketim toplumunun suçu, nasıl olsa herkes "onları" suçluyor neden biz de suçlamayalım :)
öperimmmm

Adsız dedi ki...

Merhaba,

yazinizi begenerek okudum, size falcidan ote birisini oneriyorum www.reikielmas.com
:)