Çarşamba, Ekim 09, 2002

evden çıktığımda gergindim. yürüdüm. yağmur çiseliyordu. berem vardı başımda. ananemin şalı vardı boynumda. teşvikiyeye geldiğimde daha sakindim. ama caminin önünden geçerken huzursuzlandım yeniden. yemek diye bi lokantaya girdim. tavuklu salata söyledim. bi de diyet kola. onları yerken, kitap okudum. kitap çok güzeldi. yemek bitti ama ben kitabı ve koltuğu ve bulunduğum yerde edindiğim huzuru bırakıp gitmek istemiyordum. tam hesabı ödeyip kalkmaya hazırlandığım sırada, yağmur yağmaya başladı deli gibi. bi kahve istedim, üstümü çıkardım ve koltuğa döndüm yeniden. kitaba döndüm. kitap yumuşak bir battaniyenin ürpertiyi silmeis gibi huzursuzluğumu sildi. beni en çok meraklandıran yerinde kitabı bıraktım ve yokuş aşağı yürümek üzere çıktım lokantadan. merakımın cevabı, direncimin ödülü olacaktı.

Hiç yorum yok: