Perşembe, Ekim 31, 2002

işte böyle bi akşam üstü rastlamak istiyorum sana. bana bak, beni gör ve geniş geniş gülümse istiyorum. neden ve nasıl karşıma çıktığının bi önemi olmasın, sadece birbirimizi gördüğümüze çok sevinelim. ikimizde şaşıralım. sonra gidip bi kahve içelim benim yağmur yağarken oturup kitap okuduğum o kafede. bana anlat, anlat, anlat ve ben dinlerken seni, sesinin tınısına kapılıp benliğimden sıyrılıyım, sadece sesini dinlediğim için söylediklerini kaçırıyım. bunu farket, konuşurken heyecanlanıp salladığın ve sağa sola savurduğun ellerini masanın üstüne koy, gözlerime bak, ellerimi tut ve bana gülümse. kimsin diye sormıyım. kimsin diye sorma. sonra kalkıp gidelim o masadan ve hayatlarımızdan, birbirimizi sonsuza dek bir daha hiç görmeyelim.

Hiç yorum yok: