Pazartesi, Eylül 11, 2006

bu günlerde çok fosforluyum. fosfor fosfor akıyor üstümden sıkıntım. sonra sinirim. sonra durup durup fosforlu fosforlu dansediyorum. fosfor kanıma mı karıştı nedir bilmiyorum. her tavrımda, halimde edamda bir fosfor aldı başını gidiyor. bu günde fosforlu iyiydim mesela. sabahki fosforlu gudubetliğimin üzerinden 5 dakika geçmeden tam bir balık burcu kadını olarak fosforlu bir neşeye gark oldum. çalar saatin ve şahane kasketin etkisi olmadı mı bunda? oldu elbet ancak asıl mesele insanda fosforlu olma isteği uyandıran puslu ve hopçiki serpmeli yağmurlu bir gün yaşanmasıydı şehirde. fosforlu bir alım ve çalımla dolaştım cıvır cıvır cevahirin mıcır mıcır koridorlarında. starbucksta kahve içerken yanımda salkım hanımın tanelerinde sarı gelin türküsünü ermenice söyleyen şahane insanın da bulunduğu bir grup tiyatrocu oturdu. onların muhabbetlerine kulak kabartıp belediye tiyatrolarının geleceği hakkında fikir sahibi olmaya çalışırken, penguen okuyarak fosforlu bir şekilde kıkırdıyordum.

aslında çok şaşırmamak gerek fosforlu oluşuma. ne de olsa ben bir balığım. üstelik palamutun mevsimi de geldi.

Hiç yorum yok: