bu gün seneler sonra ilk defa almanca dersi verdim. gerçi ilk seviye olduğu için basitti ama ben yinede gerildim. böyle derler dieler daslar havada uçuştu. bleistift in söylemesi zor bir kelime olduğunu farkettim. almancayı özlediğimi ve sevdiğimi hatırladım. kahve içtim bi sürü, kahkaha patlamasına maruz kaldım. bir sürü bilgi verdim, bilgiye aç bir zihnin bilgiyi emişini seyrettim. öğrendiğini farkedince parlayan gözler gördüm. önyargılardan sıkılmış ve yorulmuş ama onlarla yaşayan bir insanın ne kadar gergin olabileceğini, ne kadar tetikte olabileceğini, her sözünü ve hareketini nasıl tartarak konuşabileceğini ve "kusura bakmayın söz size yarın sadece sizin giyeceğiniz terlikler alacağım, umarım bugün bunları giymeniz sorun olmaz" diyecek kadar kendisinden şüpheye düşürülmüş insanlar olacağını gördüm. ve bir kez daha önyargıların ne kadar anlamsız olduğuna, bir insanla gerçekten konuşmadan ona yafta yapıştırmanın anlamsızlığına tanık oldum.
vay be sadece almanca dersi diilmiş. saygılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder