merak edenler için çarşamba gününün gelişmelerinden bahsedeyim dedim. dün propsalımı almaya gittm. genel olarak iyi diyerek söze başlayan tekcan konuşmasını kötü diyerek bitirdi. bi sürü değiştirmem gerekiyor. ama sanırım bunu hakettim. kafan dağınıkken yazmışsın sen bunları dedi. zaten baştan beri anlayamadığım bi şey var diyordun, okuduktan sonra neyi anlamadığını anladım dedi. böle makale özetler olmuş bi yere gitmiyorlar dedi ki, ben de ona aylardır sanki böyle olucakmış gibi geliyo, nası yazmam lazım bilmiyorum diyordum. neyse şimdi bir kısmını uzatıcas bir kısmını kırpıcaz bir de yeni bir kısım yazıcaz. nası olucak bilmiyorum pek ama herhalde bir şekilde yaparım. yetersizlik hissi sinsi sinsi sırtımı tırmalıyor, saçımı çekiyor, kulağıma üflüyor ve arada ben bir şeye bakarken tam ters yönde gözümün ucunda belirip kayboluyor zira. işte ben de aldım laptopu aktım alemlere. sizlere kablosuz ağ bağlantısının sonsuz nimetlerinden faydalanarak yazıyorum. makale önümde, tez önümde açık. ancak son 1,5 saattir henüz ikisine de bakmaya cesaret edebilmiş değilim. çok isterdim abimlerinki gibi makalelerin abstractlarını çevirerek 5 makaleyle discussion kısmını halledebileceğim bir tez yazabilmeyi. belki de istemezdim pek bilmiyorum şu an.
ayrıca görgünün tezi çok iyi geçti. başına beklenmedil bir iş açmalarına rağmen oldukça keyifli bir sunum olduğu yönünde duyumlar aldık. orda görgünün üzerinden spot ışığı çekeyim son dakikalarını rahat geçirsin diye tam bir moron gibi gidip 3. jüri üyemizle tanışmam bahse değmeyecek bir konu. neticede görgün bayılmadı, tekcanın prime ettiği gibi ağlamadı, aksine sunuma başlar başlamaz bütün heyecanı geçti ve leziz bir sunum yaptı. sunumu yaparken ayağa kalkmayı unutmuş ama olur o kadar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder