Salı, Mayıs 31, 2005

merak edenler için:
çok güzel bir geceydi.
lunaparktan kaçmış bir palyaço
balıklar gibiymiş sessiz ve karanlık.
garip günler bunlar demiştim di mi? garip ve heyecanlı günler.

Pazartesi, Mayıs 30, 2005

hippie hasta olmuş sana blog. acil şifalar diliorum kendisine.
gökçe aradı. sonic youtha davetiye bulmuş. beleşe gidiorum. gidiorum. ben gidiorum. gidior. gid. g.
hımm
biraz yoğunmuşum ben.
rot turizm gururla sunar;
huzurlarınızda önümüzdeki 18 günün ödev programı
30 mayıs pazartesi- yaşlılarda flashbulb memory makalesinin reviewsunun yazılması ve hemen ardından developing mind sorularının çıkartılması
3 haziran cuma - developmental sınavının gerçekleştirilmesi ve ardından eating disorder body dissatisfaction ve memory bias şeytan üçgenin ikinci draftının törenle teslimi
6 haziran pazartesi- research take home ödevinin alınması ve ardından cognitive review makalesinin teslimi
10 haziran cuma- sağır çocuklarda dil gelişimi konulu ödevin vatana millete hayırlı olmasının ardından, take home denen zımbırtının emin ellere verilmesi
11 haziran cumartesi- data kodlanması da bitirilmiş 144 kişilik deney dıbırının analizlerini yapılıp yüce makamlara gönderilmesi
13 haziran pazartesi - cumartesi den beri devam eden analiz şenliklerinin son ayağı olan son göz atma ek dersine gidiş ve ardından tez savunması dinletisi
15 haziran çarşamba - ailenin yeme bozukluklarının gelişimine etkisi konulu makalenin printerdan çıkışını izleme
17 haziran cuma - mcq nun türkçeleştirilmiş hali makalesinin yayıma hazır hale getirilmesinin ardından eve gelip bayılma
bi de bi sene önce bu zamanlar master a girebilicek miyim, ay girdim sevinemiorum daha bıdır bıdır yabıodum. al buyur bitti dersler tez yazıcan. bilimsel oldun başımıza. töbe töbe tatminsiz bıdırgan seni.
düşündüm de şöyle bir gerek var dı bunları yazmaya:
şimdi benim finallerim başladı ya, benim oturup ödev yazmam lazım ya, yapmamak için bahane buluorum kendime. aferin bana. bravo. nokta. (.)
Dün bundan 3 sene önce blog yazmaya başladığım zamanlardaki postlarımı okudum. hazirandan ekim sonuna kadar. o dönemimi çok net hatırlıorum aslında ama kendi ağzımdan okumak bi tuhaf yaptı.
çok ürkmüş, yaralanmış, tek hedefi stabil kalmak olan, sınırları seçici geçirgen, kendini yormaktan acıtmaktan bir nebze de olsa zevk alan, mutlu olmaktan kaçan...
sonra yavaş yavaş bırakmışım bazı şeyleri ama kafamda patlamışlar sırayla hepsi. yine de dönmemişim ama.
şimdi bakıyorum neler değişti diye. daha cesurum. koyvermiyorum kendimi. eski deli cesaretim yok tabi bi daha da olmıycak muhtemelen ama daha iyi durumda olduğumu söyleyebilirim sanırım.
eskiden insanları çemberlerden dışarı kovmak için tetikte beklerdim bi de. artık beklemiyorum. ama eskiden en iç çemberdeki insanların hatalarını görmezden gelirdim, artık çemberden atmakta tereddüt etmiyorum.
şimdi sabah sabah ne gerek var aslında bunlara ama. yazmış bulundum işte.

Pazar, Mayıs 29, 2005

evet biraz geç oldu. ama güç olmasın diymi efendim.
ayrıca 14.000 i geçmişis sayenise. öpüorum herkesleri.
yaklaşık beş dakika kadar sonra yan tarafa linkini ekleyeceğim şahane bir blogdan bahsedeceğim sana ey okur. bu blog pek zatı muhterem hippie arkadaşımızın blogu hippiethat.

bence gidin görn mutlaka.
çünkü pek sevgili hippie muhteşem fotoğrafları ve şiirsel dip notlarıyla kalbimi kazandı.
büfok günlerimi hatırladım.
nostalgia.
sevgili hippie ben de isterdim yorum yazabilmenizi ama beceremedim o yorum bıdılarından eklemeyi. farkettiysen tag boardım da yok. uzun zaman önce bi misafir odası açmışım allahtan. o sayede yol kesiştiriyoruz işte.
diyelim ki çok içinizde kalmış bir şey var. diyelim ki elinize bir fırsat geçti bunu yerine getirebilmek için. diyelim ki bir yandan yapmak istiyorsunuz çok, ama diğer yandan da yaparsanız bunca zaman boyunca bu olayı gözünüzde büyütmüş olduğunuzu anlamaktan korkuyorsunuz. ne yapardınız? risk alır mıydınız?
haydi bakalım. size ödev. bulun böyle bi şey.
bi de bence risk almaya kesinlikle değer böyle şeyler.
hayatım bu aralar bi değişik. kendimi dişçilerin gizli yaşantısı filminin kıyıda köşede kalmış bir oyuncusu gibi hissediyorum.

Salı, Mayıs 24, 2005

mushu ben seni özledim.
asistan olabilirim, amsterdama gidebilirim, bunları yapamayabilirim de. belli olsunlar istiyorum artık mümkünse.
ayrıca perşembe akşamlarım boş kalmasın diye takip ediyorum ama 4400 ü sevemedim.
belki biricik sevgilimin, missing imin yerine koyduklar içindir bilemiyorum.
bana ne.
ben bu without a trace miş cold case miş, efendime söliim csı new york muş, law and order specail unit miş böle dizileri çok seviyorum. ve hatta o dereceki yurt dışındaki abilerim ablalarım beni doktora programlarına kabul etmezlerse adli tıp a doktoraya başvurmayı düşünüyorum.
amma velakin aklıma şöle bi şe geliyor son bir kaç haftadır csı new yrok serederkene:
şimdi karizmatik eski denizcimiz ve lüle saçlı serin güzelimiz bi sürü olayı çözüyorlar sürekli öle ottan çöpten çılgın delillerle ya, yani bu dizileri herkesler seyredio sonuçta, o zaman yani potansiyel suçlulara do/don't do listesi de vermiş olmuyorlar mı bir yandan?
ben suç işliycek olsam şahsen bu saatten sona ne yapmamam gerektiğini biliyorum.
diymi efendim?

Pazar, Mayıs 08, 2005

azalmış. çalınmış. ne yazarsam yazayım. hepsinde hata var.