Cuma, Mart 24, 2006

dün havada çok acayip bir koku vardı. çok eskilere, hep acı ve mutsuz dönemlere götüren bir koku. yazı hatırlattığı için beni korkutan bir koku. en son bu kokuyu geçen sene duyduğumda hayatımın en mutsuz dönemlerinden birindeydim. sonra diğer zamanları düşündüm bu kokuyla beraber gelen. hep bir kayıp, bir belirsizlik, bir terk ediliş, bir yok olma isteği. akşam işten çıktığımda çok baskın bir hale gelmişti bütün bu duygular. sanki aslında yine öyle bir dönem geçirmekteymişim gibi hissediyordum kendimi. bir ağlama hissi gelip oturmuştu içime. beşiktaş mcdonaldsın önünde oturmuş tuğçeyi beklerken daha da geriye gittim. lise 2 ve lise 3 te bile aynı koku aynı hislerle beraber yaşıyordu. kulağımda liseden bana uzanan sesiyle eddie vedder indifference i söylerken iyice sinirlerim bozulmaya başladı.
sonra tuğçe geldi sarıldık. yürüdük biraz oturduk bir yere. kendimle iligili hiç bir şeyden bahsetmek istemiyordum ona, çünkü gerçekliğim sarsılmıştı. mutsuz muydum mutlu muydum kestiremiyordum. volkanla ilgili herşey yolunda mıydı gerçekten, yoksa bir gerginlik mi vardı aramızda? volkan var mıydı gerçekten? deliriyorum gibi geliyordu.

sonra telefon çaldı. 5 dakika sonra arayan gözlerle yürüyen sevgilimi gördüm boz bulanık plastikten bir duvarın ardından. yanıma geldiğinde, ona sarıldığımda, kokusunu içime çektiğimde artık biliyordum.

böylece bir çağrışımı daha yeniledik dün gece volkan'ın hiç haberi olmadan. artık o koku huzursuzluğun bitişini çağrıştıracak bana.

4 Comments:

Anonymous Adsız said...

Bir koku ve ardından gelen acımasız çağrışımlar ve yokluğa doğru acıyla koşan o küçük çocuklar .......
bizler.


Volkan ERDOĞAN

11:27 ÖS  
Anonymous Adsız said...

bu yaz, çok mutsuzken ve kendime sığınacak bir yer ararken, beni güneşten de koruyacak kocaman bir şemsiye gördüm.. üzeri rengarenk desenlerle kaplıydı, uzaktan bakınca güzel görünüyordu böyle.. altına girdim, belki ben de şemsiyenin renklerinden nasiplenir de kabuslarımdan uyanırım dedim.. oysa başımı kaldırdığımda gördüğüm şemsiyenin içi soluk sarıydı, lekeliydi.. o an dünyadaki bütün çürümüş meyve kokuları geldi burnuma yapıştı..

öykü

6:18 ÖS  
Anonymous Adsız said...

Excellent, love it! hewlett packard printers Mcse is advanced feet and sex trailers movies free credit card processing Car navigation dvd touch screen From my blackberry wireless riaz yahoo Accufast printers freehand Andy moua baseball http://www.hair-loss-4.info/Hair-loss-zoloft.html canon portable printers To check bookkeeping in math canon laser fax machines with answering machines Engine optimization search submission angelina jolie rhinoplasty

4:09 ÖÖ  
Anonymous Adsız said...

best regards, nice info Concert goers get help from pdas pressure washers grundy rain jackets sex personal website Pill zoloft Delaware incorporate franchise Social security card and replacement new york liposuction

2:25 ÖÖ  

Yorum Gönder

<< Home

Powered by Blogger