Çarşamba, Ağustos 21, 2002

mavi bardaklardan su içmeyi seviyorum. daha ferah gelio nedense. içtiğim suyun tadı daha güselmiş gibi gelio. bide ince bardaklardan içmeyi seviyorum. daha güsel oluo. içmek daha zarif bir eyleme dönüşüyor. eskiden çeşmeye ağzımı dayayıp su içmeyi de severdim çok. ama sonra sular çirkin olunca bıraktım. annemin salihlideki köyüe gidince tulumbaya ağzımı dayayıp içerdim. sonra tulumbanın bööle bi havuz gşibi bişeyi vardı önünde minicik ona girerdim bacaklarımı sıvayıp su buz gibi olurdu. nefiz. yaz ortasında manisa kurak bi sıcaklıkla kavrulurdu o asmaların altında gölgede bööle sularda şop şop nası güsel olurdu. dayımlarda kalmayı sevmem aslında. emine ablamlarda kalmayı seviyorum. oınların da güsel bahçesi var tulumbaları var ama dayımların tulumbası gibi olmuodu. ama ordada mesela avluda çan çan konuşmayı sona büyük odaya geçip teyzeannanemle türkan teyze uyuduktan sonra emine ablayla çiğdem çitip kola içip geyik yapmayı seviorum çok. sona emine abla gecenin bi vakti hayatın öbür ucundaki mutfağa gider kahve yapardı. hava anca gecenin köründe kahve içilicek kadar soğuk olurdu. sonra uyurduk. sonra sabah elinde kahvaltı tepsisiyle gelir ve yer sofrasını kurardı. canım ya.

Hiç yorum yok: