Cumartesi, Ağustos 31, 2002

odamı temizler gibi, eski kağıtları işe yaramayan ya da can sıkanları atar gibi neden hafızamı temizleyip acı veren anıları atamıyorum? acı çekecek yerleri yoketmeden acıyla başetmeyi öğrenmek. pek çok insana göre çok daha fazla şey kaldırabilirim biliyorum. kendimi daha iyi kontrol edebilirim. zor anları daha kolay atlatmış gibi görünebilirim. acı çekmiyor gibi görünüp eve gidince ağlayabilirim. ihtiyaç duyulduğum anda kendimle ilgili her türlü kötü durumu erteleyebilirim. ama bunlar çok zor. bütün bunları yapmak çok zor. başedebilmek ama acı çekmek çok zor. acının büyüklüğünü bilmek, neler olabileceğini öngörebiliyo olmak çok zor. korkuyorum insanlar için. küçük çocukların yüzüne baktığımda yaşamın onlara verebileceği acıları düşünüyorum. şimdi ne kadar mutlular ama ne kadar da mutsuz olacaklar hayatları boyunca diorum. acı çekicekler diorum. büyücülük kulesi sınavından çıkmış raistlin gibiyim. insanlara baktığında onların yokoluşunu gören kum saati gözlü adam gibi. acıları görüyorum. ve hiç birini engelleyemem biliyorum. hiç kimsenin acı çekmesine engel olamam. olamadım da. denedim ve başaramadım. öldü insanlarım. çekip gittiler. tutunamadılar. teker teker kayboldular.

Hiç yorum yok: